23 Şubat 2011 Çarşamba

KAHVE

Geçmişte zaman zaman "siyah inci" veya "Müslümanların şarabı" olarak nitelendirilen kahvenin macerası hakkında birçok araştırma yapılmasına rağmen kesin bir sonuca ulaşılamamış. Ancak gerek Doğu gerekse Batı kaynaklarının birleştiği ortak rivayet, kahveyi ilk bulan kişinin Şazilli adında bir Arap şeyhi olduğu. Bazı söylentilere göre Şazilli bir tarikat ve şeyhinin adı da Ömer. 

Kaynaklara göre keçi ve deve sürülerinin çobanları, güttükleri hayvanların garip bir ağacın meyvelerini yedikten sonra, fazla canlılık gösterdiklerini hatta keçilerin mehtapta dans ettiklerini görmüşler. Durumu dervişlere anlatmışlar. Ünlü bir derviş olan Şazilli gösterilen ağacın meyvelerini kaynatarak içmiş ve kendisi de aynı canlılığı hissetmiş. Böylece kahvenin meziyetlerini keşfetmiş. Kahve çekirdekleri yalnızca içilerek de kullanılmamış. Araplaruzun yıllar boyunca kahve çekirdeğini öğüterek hamurla karıştırmış ve çekirdeği ekmek yaparak değerlendirmiş. 

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Türkiye'ye gelen kahvenin Avrupa ile tanışmasının öyküsü de oldukça ilginç. Viyana kuşatması sırasında Türkler çok sevdikleri kahveyi yalnızca özel birliklere içirilmek üzere yanlarında götürmüşler. Viyana kuşatmasının başarısız olmasının ardından geri çekilen Türk birliklerinin konakladığı yerleri ele geçirmeye başlayan Avusturyalı askerler çuvallara doldurulmuş kahveleri bulmuş. Ancak Viyanalılar kahve çekirdeklerini barut sanarak yakmaya çalışmışlar. Suriyeli bir tüccar ise çuvallardaki maddenin kahve olduğunu söylemiş ve nasıl içildiğini anlatmış. İşte Avrupa kahve ile böyle tanışmış.



                                                                             [Alıntıdır...]

21 Şubat 2011 Pazartesi

SEÇİMLERİMİZ

Önünüzde bir sürü kapı var...Her kapının ardında farklı hayatlar...Seven,sevmeyen,değer veren ve değer vermeyen,ağlayan,gülen,başarılı,başarısız...Hangi kapının hangi hayata açıldığını nereden bileceğiz ki biz???Elimizde her kapıyı açabilen tek bir demir parçası anahtar var...Sıkı sıkı kavrıyorsun anahtarı ve küçük küçük adımlarla kapıların önünde dolanıyorsun...Biraz ürkek,biraz kararsız,biraz endişeli...Belki de hayatın bir film şeridi gibi geçiyor gözlerinin önünden...Belki de hayal gücünü kullanıp kapıların arkasında neler olup bittiğini kurguluyorsun kafanda...Gözlerini hafifçe kısıp düşünmeye başlıyorsun...Acaba hangisini seçsem???Kalbimden geçen mi olsun???İlk gözüme takılan mı olsun???Tokmağı güzel olan mı olsun???Orada belki de aylarca durup düşünmek istersin...Ama değişen bir şey olmayacak....Çünkü seçtiğin hangi kapı olursa olsun seçmediklerin hep aklında olacak...Hep merak edeceksin diğerlerinde ne vardı diye...Belki bir gün pişman olacaksın keşke bu kapıyı açmasaydım diye...Dövüneceksin,söyleneceksin,üzüleceksin...

Hayat bir sürü seçimlerle çıkar karşımıza...Hangisine ne zaman ve ne şekilde karar vereceğimiz hayatımızda yaşadıklarımıza bağlı olarak değişir...Belki en kötü seçimi yaparsın,belki de en iyi seçimi...Seçimlerimiz bizi nereye sürükleyecek acaba diye merak eder dururuz...Çoğu zaman aklımız diğer seçimlerde kalır ve acabalar ile bezeli bir süreç başlar yaşamımızda...Zamanın koşullarına ayak uydurmak için vazgeçtiğimiz seçimler acaba tekrardan karşımıza çıkacak mı bilemeyiz...Hayatın başka bir oyununda ve ya aynı oyunun başka bir sahnesinde yeniden karşılaşır mıyız vazgeçtiklerimiz ile???Neden hayat bizleri tek bir seçim yapma zorunluluğunda bırakıyor???Her bir yeni seçim arkanda acabalar ile dolu büyük bir soru işareti bırakır...Sen hayatındaki soru işaretlerini silebildin mi kolayca???

                                                                                                         I_leann
                                                                                              
  

9 Şubat 2011 Çarşamba

Sayın Firste

switch(Firste):
      case(duygusal mod)
      {
          Oturup ne yazabilirim diye düşünürken karşımda oturan sarışın hatun bana çok güzel ilham perisi oldu...'Benim hakkımda düşündüklerini yaz' sloganı altında şimdi ben onu yazıyorum siyah beyaz anılar ile...
Bir zamanlar okul arkadaşı olarak görüyordum onu...Ders dışında konuşulacak bir konu yokmuş gibi...Biraz tembel ama bir o kadar da zeki bir kız çocuğu...Facebook kapatma davaları hayatında hüküm sürerken bir yandan da 'ders çalışmam lazım ' diye bağırıp çağıran bir kız çocuğu...Abi olarak bellediği insanın tavsiyerinden dışarı çıkmayacakmış gibi bir tavır sergilemişti...Biz okul köşelerinde ders çalışırken sırf bizimle olmak için mini eteği ve yüksek topuklu ayakkabıları ile doğum günü partisinden fırlayıp koştura koştura yanımıza gelen sarışın...Ama sonunda dayanamayıp bilgisayar masasının üzerinde kıvrılıp uyuyan resmedilmiş bir kız...
Gene ders çalışmayı bahane edip onun evine doğru yol alırken nereden bilebilirdim ki arkadaşlığımızın boyutunun değişebileceğini...Yavaş yavaş küçük sırlar oluşmaya başladı aramızda...Onun paylaşımları benimkiler ile birlikte akmaya başladı geceler boyu...Serzenişler,şikayetler,üzgünlükler,mutluluklar,pişmanlıklar...Oysaki ne kadar çok şey varmış anlatılacak...Bin bir masalları gibi anlattıkça daha da arttı hikayelerimiz...Serüvenlerimiz...Hayatımızı yaşarken çıkmaz sokaklara saptık bazen ama gene de bir yerlerde kesişti hikayelerimiz...Anlattım...Anlattı...Anlattık...Dertleştik,çalıştık,güldük,eğlendik,gezdik,içtik,ağladık...
Her zaman anlatacağı bir şeyleri vardır onun...İyi ya da kötü...Kötü günler geçirse bile asla unutmaz gülümsemeyi...
      }
      case(espirili mod)
      {
          Ruh halini hiçbir zaman anlayamadığım arkadaşım...Bazen gülen ama çoğu zaman somurtan bir yüz ile karşıma geçip hala bana laf yetiştirebilme kabiliyetine hayranım...Her ne kadar bazen anlattıklarından hiçbir şey anlamasam da seni dinlemek boynumun borcu...Ama insan her konuda mı fransız kalır seninle konuşurken...Yeni moda olarak üzerine geçirdiğin wow oyunu kurallarını günlük dilinde kullanmaktan vazgeç artık...'Yihuuu' diye bilgisayar başında 24 saatini geçirmen hiç tasvip ettiğim bir davranış değil bunu biliyorsun zaten...Gerçi seni bilgisayar başından kaldırsak direk uyumak için yatağına sarılacağını da biliyorum ya neyse...
Tek hayali mezun olmak olan arkadaşım...Geçen dönemi üstün bir başarı ile tamamladın...Seni tebrik ediyorum bu konuda...Ama biliyorsun ki önümüzde bir dönem daha var...Sanırım son psikolojik bunalımlarımızı yaşayacağız seninle...Merak etme bu konuda baya tecrübe kazandım...Seninle herşeye hazırım bu dönem de...Demin annenin de söylediği gibi 'canımız sağolsun'...
      }
      case(ciddi mod)
      {
          Sabırsızlandığın için tam olarak yazamadım bu kısmı ama en yakın zamanda tamamlayacağım :)
      }