Mutsuzluk ; en can alıcı bıçak darbesidir...Bir anda vuku bulur beyninizde...Şok etkisi yaratır bedeninizde...
Mutsuzluk ; en dişisinden canavardır...Bulaşıcı bir hastalık...Ondan ona zıplayan küçük bir kene...
Mutsuzluk ; tüm bedeninizi öyle bir sarar ki ne yapacağınızı bilemezsiniz...Aslında bilirsiniz ama yapmak istemezsiniz...İçinizden hiç bir şey gelmez...Canınız istemez...Belki de her şeyi iptal edersiniz hayatınızda...
Mutsuzluk ; öyle bir illet ki yatağa çiviler vücudunuzu...Kalkmak istemezsiniz karanlık yatağınızdan...Yataktan çıkınca sanki her şey daha da kötü olacakmış gibi hissedersiniz...Saklarsınız yüzünüzü hemen battaniyenin altına...Gün ışığı bozmasın bu ambiyansı...
Mutsuzluk ; geçmeyen bir hastalıktır...Beklersiniz bir saat...Beklersiniz iki saat...Beklersiniz akşam olsun...Beklersiniz sabah olsun...Ama nafile...Atamazsınız üzerinizden o kanser hücresini...
Mutsuzluk ; yok edilemeyen bir teröristtir...Öyle bir anda gelir konar ki güvendiğiniz dağlara...Hangi silahı kuşanırsanız kuşanın asla terk etmez beyninizi...Defalarca kurşunlasanızda asla durduramazsınız sizde ilerlemesini...
Mutsuzluk ; son kullanma tarihi bilinmeyen tek yiyecektir...Sabah,öğle,akşam tüketirsiniz...Ya da o sizi tüketir...
Mutsuzluk ; derin bir sigara dumanını içine çekiştir...Ne yanan ucu görürsünüz,ne de bitmiş izmariti...
Mutsuzluk ; sizin her anınızda yer edinmeye başlar...Ayağa kalktınız...Aynaya baktınız...Mutsuz bir surat karşınızda...Kahvaltınızı ettiniz...Aynaya baktınız...Gene mutsuz bir surat...En güzel elbiselerinizi giydiniz...Boy aynasına baktınız...Elbiseler dahi mutsuzdur gözünüzde...Dışarı çıktınız...İki sohbet ettiniz arkadaşınızla...Ama gene de mutsuz bir surat bedeninizde...Eve geldiniz...Mutsuzluk sizi terk etmemiş...Etmez de...Her zaman yanınızda var olan bir arkadaşınız gibi olmuştur artık o sizde...İsmini düşünmeden ve yorulmadan koymuşsunuzdur...Mutsuzluk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder